Koskoca 98 yıl

Maliyetine araç satışları başladı
15 Eylül 2020
Venezuela’dan peynir ithalatı
15 Eylül 2020

Mevzuatın Mutfağı

BU hafta mevzuatlar üzerine sizlere aktarmak istediğim bir sürü konu mevcut. Fiyatları negatif etkileyen ÖTV indirimi, uzatılan Kısa Çalışma Ödeneği, özel okullara yapılan KDV indirimi ve dahası. Ancak bu hafta 9 Eylül haftası ve üç kuşaktır İzmirli olan biri olarak içimden, Şanlı Kurtuluş Savaşı ve Millî Mücadelemiz’in simgelerinden biri olan İzmir’in kurtuluşu dışında bir konuyu sizlerle paylaşmak gelmemekte.

TARİH: 9 EYLÜL 1922

Tam 98 yıl geçti. Güzel İzmir’in düşmandan kurtulmasından bugüne 98 koca yıl. 3 yıl 3 ay 3 hafta Yunan işgalinde kalan İzmir, 98 yıl önce 9 Eylül 1922’de kurtuldu, Şanlı Türk Ordusu sayesinde. Detaylı bakıldığında İzmir, Kurtuluş Savaşı ve Millî Mücadelemiz bakımından neredeyse her şeyin başladığı ve bittiği anları temsil etmekte. 15 Mayıs 1919 Yunan İşgali ile birlikte Türk milletinde bir uyanış oluşmuş ve birlik beraberliğin ne kadar elzem olduğu duygusu cereyan etmiştir. Millî Mücadelenin toplu şekilde yapılması hususunda bir domino taşı etkisi yaratmıştır. Bu süreç başta Anadolu olmak üzere tüm ülke topraklarında düşman kuvvetlere karşı birlikte hareket ederek başarının geleceği düşüncesinin oluşmasın vesile olmuştur.

YER: İZMİR

Tarih 26 Ağustos 1922’yi gösterdiğinde Şanlı Türk Ordusu tarafından Başkomutan Mustafa Kemal Paşa önderliğinde başlatılan Büyük Taarruz’un, 30 Ağustos tarihinde alınan muazzam başarı sonucu 1 Eylül tarihinde Mustafa Kemal Paşa’nın o meşhur sözü “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” söyleminden sonra hem İzmir’in hem de Türkiye’nin kaderi çizilmişti bile. Tüm Yunan Kuvvetlerine karşı başlatılan “Büyük Taarruz” harekatımız 18 Eylül’de Yunan Ordusunun Anadolu’yu terk etmesi ile son bulmuştur. 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Anlaşması ile de bağımsızlık gelmiştir.

KOMUTAN: MUSTAFA KEMAL PAŞA

Tekrar Büyük Taarruz’a dönecek olursak, Mustafa Kemal Paşa Uşak’tan İzmir’e gelirken İzmir’e girdiği nokta Bornova üzerinde bulunan Belkahve’dir. Paşanın Belkahve’den İzmir’e bakış anı kararlılığın büyük bir simgesi olmuştur. Büyük bir incir ağacı altında Mustafa Kemal Paşa İzmir’i, özellikle Kadifekale’de dalgalanan şanlı Türk bayrağını uzun uzun seyretmiştir. Kim bilir belki Paşa kafasında kaç kere savaşı simüle etmiştir o an. Buradan sonrası tam da tahmin edeceğiniz gibi, daha doğrusu yıllardır gururlar dinlediğimiz ve anlattığımız gibi Mustafa Kemal Paşa ve Şanlı Türk Ordusu zaferlerine bir yenisini daha ekler ama bu sefer alınan bu zafer sonucunda Yunanlılar Anadolu’yu tamamen terk etmişlerdir. Unutulmaz bir anekdot daha; yaşanan bunca olaya ve yapılan zulümlere karşı Mustafa Kemal Paşa düşman Yunan bayrağına karşı saygı göstermiş ve yakılmasına, ayaklar altında ezilmesine engel olmuştur. Erdemi, empati yeteneği ve en önemlisi rol modeli “kahramanı” olduğu halkına karşı örnek tavrı, Atamız’ın engin bir deniz gibi bitmeyen özelliklerinden o an göze çarpanlarıydı.   

SONUÇ: ZAFER

98 değil 1098 yıl geçse de aynı şevkle, aynı coşkuyla anmalı ve kutlamalıyız o günlerimizi. Unutmamalı, unutturmamalıyız. Aldığımız her nefes, yaşadığımız her günü büyük dedelerimize, büyük anneannelerimize, Şanlı Türk Ordumuza milli mücadeleye dahil olmuş herkese ve özellikle Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’e borçluyuz. Bunu UNUTMAMALIYIZ, UNUTTURMAMALIYIZ.

***

Haftaya görüşmek üzere… 

Sağlık, mutluluk, sevgi ve huzur dolu bir hafta geçirmeniz dileğiyle...