Doha’da rehin kalmak

Gayrimenkul sermaye iradı
7 Mart 2020
Nasıl bir gıda?
7 Mart 2020

ÜNİVERSİTEDEN sınıf ve dönem arkadaşım var. Beraber ODTÜ Makina Mühendisliği Bölümü’nü 1973 yılında bitirdik.

***

Okul arkadaşım, ODTÜ bittikten sonra büyük Türk müteahhitlik şirketleri Stfa, Enka, Tekfen, Gama ile Rusya ve Ortadoğu şantiyelerinde yıllarca çalıştı. Mühendislik bilgisi, şantiye tecrübesi muhteşemdi. Katar Doha'da yine büyük bir Türk şirketinin şantiye müdürlüğünü yaparken, Türkiye'den gelen bir yeni taşeron mühendis ile tanıştı. Ona iş verdi, yaptığı işten memnun kaldı. Son olarak 2011 yılında bu Türk girişimci ile küçük bir müteahhitlik şirketi kurdu. Her iki ortak soyadlarının ilk hecesini birleştirerek; Qatar W.L.L. Şirketini hayata geçirdiler. Beraber Katar Doha'da bir konut inşaat klima/ havalandırma A/C işi aldılar. İşe başladılar, malzeme ekipman alımı için Doha iç piyasasında borçlandılar.

***

Türkiye'den işçi getirdiler, iş başladı ve birkaç yıl sonunda bitti. En sonunda iş bitirme yaptılar, konutlar teslim edildi, idareden iş bitirme belgelerini aldılar. Bu belge ile bankadan son kalan paralarını çekecekler, aldıkları parayla piyasaya borçlarını ödeyecekler, sonra kalan artan parayı aralarında paylaşacaklar. Ama durum öyle olmadı.

Diğer Türk ortak, yerli idareden "iş bitirme" belgesini alır almaz doğru bankaya gitmiş, tüm kalan parayı çekmiş, nakit olarak çantaya koymuş, zaman geçirmeden uçağa binmiş ve çok kısa sürede ülkeyi terk etmiş. Ortaklık anlaşmaları, tek başına diğer ortağın böyle etik dışı davranmasına izin veriyormuş. Türkiye'de durmamış, rivayete göre uluslararası suçlu mübadelesi olmayan Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden birine gitmiş, izini kaybettirmiş.

***

Benim arkadaşım şimdi son 6 yıldır Doha'da rehin durumunda.

Alacaklı tedarikçi şirketler yerel yetkililere şikayet etmişler. Hapse atılmamış ama ülke dışına çıkamıyor. Ülke içinde rehin kalmış.

Para kazanmak zorunda. Bir yerel mühendislik şirketinde maaşlı işe girmiş çalışıyor. Ülke dışına çıkabilmek için önce 30-40m$ tutan şirket borçlarını ödemek zorunda. Şirket tasfiye halinde ama borçlarını ödeyemediği için tasfiye işlemi bitmiyor, bitemiyor. Yaş ilerledi, para kazanmak kolay değil. Zaman zaman internette yazışıyoruz. Neler oluyor şu iş piyasasında? Böyle durumlar en çok herhalde fazla etik kaygıları olmayan bizim coğrafyada oluyor.

Bir ortak diğerine böyle yapar mı? Yapıyormuş. Bizim etik- kültür- iş anlayışımız bu tip yanlış uygulamalara imkan veriyormuş.

***

Tedarikçilere olan borcun ödenmeden, iş görenlerin ülke dışına çıkma imkanı olmamalı. Ortaklar birbirlerini çok yakından kontrol edebilmeliler. Suudi’lerdeki yerli sponsor uygulaması bize çok ters geliyordu, boşuna değilmiş. İyi iş ahlakına sahip olmak için düzgün eğitim şart.

Batı Avrupa'da- Kuzey Amerika'da böyle durumlar yok denecek derecede az. Ortak bırakıp gidemez- kaçamaz. Giderse yaptırımı çok sert olur.

Bizim coğrafyada oluyor. Son yılların olumsuz ahlak anlayışı her yere yayıldı. Yaptırımı nerdeyse yok, yapanın yanına kar kalıyor, ceza görmüyor. Ortaklık anlaşmasını yazarken, işi yazılı sağlama bağlamakta, çok dikkatle kaleme almakta fayda var, derim.