Nasıl bir gıda?

Doha’da rehin kalmak
7 Mart 2020
“RAND Raporu” ne anlatıyor (2)
7 Mart 2020

UZMAN’dan GÖRÜŞ

İŞLENMEDEN yenen meyve-sebzelerle işe başlayalım. Elma, domates, üzüm, maydanoz gibi çiğ yenen tarımsal ürünlerdeki birincil sorun tarım ilacı kalıntıları.

***

Burada çiftçilerin ilaçları reçetede yazılandan daha fazla kullanmaları ve erken hasat etmeleri sorunu ön plana çıkıyor. Fazla ilaç, erken hasat demek daha fazla tarım ilacı (pestisit) kalıntısı demek. Bu ilaçlar da ürünlerden direk olarak insanlara geçiyorlar. Tarım ürünlerinde görülen diğer bir sorun da kimyasal gübreler. Kimyasal gübreler hem ürünleri hem de yeraltı sularını kirletiyorlar. Gübrelerden gelen kimyasallar ürünlerden insanlara geçiyorlar. Hayvancılıkta da antibiyotik sorunu bulunuyor. İmha edilmesi gereken antibiyotikli sütler hile yapan firmalar tarafından toplanıp, yeniden işlem gören bazı peynirlere hatta dayanıklı süte bile işleniyorlar. Antibiyotikler hayvanların et ve süt ürünlerinden insanlara geçiyorlar.

Bunun yanı sıra yemlerde kullanılan kimyasallar ve genetiği değiştirilmiş soya, mısır gibi yem katkıları da insanların sağlığını tehdit ediyorlar.

***

Balık, midye gibi su ürünlerinde de ağır metal ve mikro plastik kalıntıları son zamanlarda sıkça gündem maddesi oluyorlar. Bunlar direkt insanların sağlığını bozan etmenler olarak değerlendiriliyorlar.

Tarımsal hammaddenin işlenmesi sırasında kullanılan kimyasal katkı maddeleri de büyük bir sorun olarak karşımızda duruyor. Yasal olmayan katkılar ve yasal olanların aşırı kullanımları insanların sağlığını bozuyorlar.

Yine süt kullanılmadan yapılan ve ” tulum peyniri” diye satılan ürünler gibi taklit edilmiş gıdalar da önemli bir sağlık sorunu halinde karşımıza geliyorlar.

Gıdaların işlenmesi sırasında yanlış işlem uygulamaları sonucu açığa çıkan bazı maddeler de kanserojen etki yapıyorlar.

Tüm bu sayılanların hepsi insanların hastalanmalarına neden oluyor. Kanser, obezite ve obeziteye dayalı hastalıklar başta olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkarıyorlar. Sonuçta hastalıklı bireylerden oluşmuş hastalıklı bir toplum ortaya çıkıyor.

Bu açıklamalardan sonra acaba “sağlıklı gıda üretmek mümkün mü?” diye sormak mı gerekiyor? Aslında sağlıklı gıda yani zararlı kimyasallar içermeyen bitkiler ve hayvansal ürünler pekâlâ üretilebilir.

***

Bu nasıl olacak?

Bunun için tarladan-ahırdan başlayarak çatala gelinceye kadarki aşamalarda toptan bir gıda güvenliği önlemi almak gerekiyor. Bunun yolu da birinci aşamada köylülerin tümden kooperatifleşmesinden geçiyor. Kooperatiflerin ortaklarına sunacakları ziraat mühendisliği ile veteriner hekimliği hizmetleri, robotik tarım teknikleri ve yerli tohum kullanımı ile birincil üretimde gıda güvenliği pekâlâ sağlanabilir.

Gıda işlemede de gıda işleyenlere yönetmelik ya da kanunla getirilecek olan zorunlu mühendis çalıştırma meselesi ile Süt Teknolojisi ve Tarım Ürünleri Teknolojisi (Gıda Teknolojisi) mezunu ziraat mühendisleri ile gıda mühendisleri fabrikalarda-atölyelerde-satış yerlerinde gıda güvenliğini zaten sağlayacaklardır.

Demek ki çözüm o kadar da zor değilmiş…