Enflasyon ve faiz döngüsü bitmeden

Yeni yıl ‘Çözüm’ getirsin
8 Ocak 2020
Noel düzgün adam olsa…
9 Ocak 2020

Enflasyon ve faiz döngüsü bitmeden


MERKEZ Bankası 4,5 ayda 1200 bps faiz indirimi yaparak önemli bir inisiyatif aldı. Parasal istikrar fiyat istikrarının önüne geçti. Enflasyon ile faiz ya aynı noktada yapışık kardeşler gibi bu seviyede kalacak, ya da enflasyon öncelikle kredi faizlerinin de düşmesiyle inecek. Bunun ana sınırı %10… Psikolojik sınır ise tek haneli rakamlar…

***

Merkez Bankası faizleri %12 seviyesine indirdikten sonra ne beklenir? Öncelikle özel sektör borçlarının yenden yapılandırılması gerçekleşmelidir. 6 ay önce faizler %24 “burada yatırım yapılmaz” derken şimdi faizin düştüğü bir ortamdayız. “Buyurun yatırım yapın, üretim yapın…”  Finansman için de uygun faiz oranları var demektir.

Merkez Bankası enflasyonu öncelerken, şimdi faizleri aşağı çekerek fon maliyetini indirerek enflasyonu düşürme eğilimindedir. Enflasyonun kontrol edilmesi, fiyatlar genel seviyesinin doğru yönetilmesi görevini, şimdilik düşük faiz enstrümanı ile sağlamak hedeflenmiş görünmektedir.

Geçtiğimiz yıl Merkez Bankası özellikle Rahip Brunson olayından sonra 625 baz puan faiz yükselterek kurun ateşini düşürebilmiştir. Şimdilerde ise faiz özellikle FED ve ECB’nin faiz indirimleri ile cesaretli adımlar atmıştır. Kısa vadede ABD Merkez Bankası’ndan faiz artırımı ile ilgili bir eğilim beklenmemesi TCMB için önemli bir veri olmuştur. Faiz indirimlerine kurdan da beklenmedik bir tepki gelmeyişi “Her şey yolunda” mesajını vermektedir.

Başta bekleyen sektör borçları ve stoklar için bu faiz oranı önemlidir. Borçlar yeniden yapılandırılmalı ve konut faizlerinde %0,89 rakamları konuşulmalıdır. Bekleyen konut stokları ekonomiyi tıkamış görünmektedir.

***

İçeride, ekonomide bu tür iyi gelişmeler olurken, dışarıda ise Türkiye'nin hala daha siyasi ve güvenlik riskleri devam etmektedir. ABD Kongresi’nin son aldığı ve beklettiği kararlar, bir kutu kibritten istediğini çeker gibidir. Türkiye s400 ile başlayan süreçte kutudaki kibrit sayısını arttırmıştır. Ancak bütün bunları yaparken Türkiye kendi sahasındadır. Bu risklerin büyümesi ve kalıcı hale gelmesi faizlerin bu seviyelerde yapışıp kalmasına yol açar.

Amerika'da Ermeni tasarısı dışında Ege Adalarıyla ilgili “adaların da ana kara sayılması tezi” şimdilik çok tehlikeli ve yakındaki baş ağrıtıcı konular arasındadır. Buna ek olarak Suriye'deki operasyon bölgeleri sorunu, “Libya Trablusgarp hükümetine Türkiye'nin vermesi muhtemel destek” kapıdaki yeni ve muhtemel riskler arasındadır.

***

Her şey sabitken faizler düşerse, faiz indirimi gerçekçi olmaz ters de tepebilir. Reel faiz negatife dönüşürse, memnuniyetsizlik sermaye çıkışına yol açabilir. Görülen o ki kur tepki vermedi, sektörler beklentiye girdi. Özel kesim borç yükü devam ediyor.

Merkez Bankası faizlerin indiriminde sona gelmiş görünüyor. Enflasyon inerse faiz inecek. Beklenti öncelik tek haneler. Sonrasında %6-8 aralığıdır.

Faizlerin inmesi ne işe yarayacak o halde? Finansal kırılganlık ve ihtiyaçlar devam etmektedir. Bankaların konut kredilerini düşürdükleri takdirde, eldeki konut satışlarının artması stoklarının azalması özellikle ekonomide bir canlanma doğurabilir. Bu da ekonominin kısa vadede hareketlenmesi anlamına da gelebilir. 1 milyon 200 bin konut stoku bu sayede bir miktar eritilmiş de olacaktır. Beklentimiz ve inancımız, ekonominin bir daha bu şekilde darboğazlara düşmemesi yönündedir.