“Süper” değil Holding ligi

Gölge öğretmen
15 Şubat 2020
Sokrates’ten beri değişen bir şey yok
24 Şubat 2020

YÖNETMENİN KÖŞESİ

TÜRKİYE’de her zaman tartışılan konuların başında sanırım futbol ve futbolu yönetenler geliyor.
Özellikle son zamanlara tartışmaları kararlar bir kenara “yok artık, daha neler” dedirttirecek cinsten skandallara şahit olmaktayız.
Evet devlet desteğiyle beraber dünyanın en modern ve en yeni statlarını yapıyoruz. Meşhur futbolcuları uçaklarla ülkemize indiriyoruz. Peki ya seyirciler?
Futbolun olmazsa olmazı… Fark etmiyor musunuz sporun temiz olduğuna, adaletli yönetildiğini ve mücadelenin sadece sahada kazanıldığını düşünenler ne kadar az kaldık…!
Düne kadar futbol duayenleri; Süper Ligimiz’den bahsederken, ‘Avrupa’nın en değerli altıncı ligi’ filan açılımı yapar, sözlerine öyle start verirlerdi!
Neyse ki; sezon başında, yayıncı kuruluşla yaşanan o krizde; Süper Ligimiz’in ‘ne denli değerli bir lig’ olduğunu gördük! Yayıncısına “N’olur abi, bizi bırakma” noktasına geldiğini de... Kulüplerimizin ve federasyonumuzun çabasının yetmediği krizi, TFF Başkanımızın da itiraf ettiği gibi, Spor Bakanımız’ın gayreti ile çözebildiğimizi de... Ve sonunda da; her geçen yıl aramıza katılan yeni yeni ‘Holding’lerle, o ‘Süper Lig’imizin adeta ‘şirketler ligine’ döndüğünü de gördük! Düne kadar 2. ve 3. Lig puan cetvelinde rastladığımız ‘o manzara’nın bugün futbolumuzun en değerli markası olan Süper Ligimiz’e yansıdığını da... Çok değil; üç beş sezon öncesi sadece bir iki takımın şirket ismiyle birlikte anıldığı Süper Ligimiz’de, bugün gelinen noktada, ne yazık ki 18 takımın tam yarısının o şekle büründüğü günleri de gördük...

****

İstikbal Mobilya Kayseri-İttifak Holding Konya mücadelesiyle beIN Sport’umuzun adeta Bloomberg TV’ye döndüğünü de gördük... O Konyaspor’un önce ‘Kombassan’ ardından ‘Torku’  sonrasında Atiker ve şimdi de ‘İttifak Holding Konyaspor’ olması gibi... O Malatyaspor’un, Evkur Yeni Malatyaspor’a ardından, BTC Türk Yeni Malatyaspor’a dönüştürülmesi gibi... Medicana Sivasspor’dan Demir Grup Sivasspor’a gelindiği gibi... Medipol Hastanesi’nden, Medical Park’a... İstikbal Mobilya’dan Teleset’e... Yukatel’den Aytemiz’e... beINsport spikerlerini düşünmesem LC Wakiki’yi de Gençlerbirliği için ayarlayacağım! Bak... ‘Şampiyon Kokoreç’ de cuk oturur yani! Düşünsenize federasyonumuzun, takımlarımız için bir fuar düzenlediğini... Hayal edemiyorum o stantları! Hani Türk futbolunun marka değeri? Hani o kulüplerin markası? Şu her sezon forma değiştirir gibi kulüp ismi değiştirmek niye? Nerede TFF? Atlet değiştirir gibi tabela değiştirmek serbest mi? Var mı bunun bir benzeri, herhangi bir Avrupa Ligi’nde? İşte bizim futbolumuzun marka değeri... Derdimiz markalar değil, kulüplerimizin markası, futbolumuzun markasının korunması... Git İspanya’ya, Almanya’ya, Fransa’ya... Bastır çuvalla parayı, değiştirebiliyor musun bak bakalım, o tabelayı? Hele buradaki gibi 8 aylığına, 2 yıllığına, 3 yıllığına... Yok orada öyle yağma. Hiç düşündünüz mü; o UEFA, o Avrupa ülkeleri bu isim kirliliğine neden yasak getirdiler diye?