Beyrut Limanı’ndaki patlama

Burası çok önemli
19 Ağustos 2020
Kira stopajı ve KDV indirimi
19 Ağustos 2020

1960’lardan 1975 Lübnan iç savaşına kadar Beyrut, “Ortadoğu’nun Paris’i” olarak adlandırılmaktaydı.  Bu iç savaşta 150 bin kişi öldü. Şimdilerde İsrail’den kaçan 1,5 milyon Filistin'li mültecinin en ağırlıklı yerleşim yeri olan bir ülke. Bir ara Suriye, kendi vilayeti imiş gibi Lübnan’a yerleşti(?) 30 bin kadar asker koydu. “İşgal” ile destek verdi ancak 2005'te Suriye Lübnan’dan çekildi. Lübnan şimdi yalnız...

Suudi Arabistan, Mısır ve BAE’nin başı çektiği Arap dünyasının kalabalığına karışmadı. İsrail karşısında yalnızlaştırıldı.

***

Lübnan’ın Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilanı ile İsrail’in MEB ilanı 9 kilometrelik bir alanda çakışmaktadır. Bu durum Doğu Akdeniz'in önemli ihtilaflı konularından birisidir. Aslında ekonomik olarak zorda olan ve Doğu Akdeniz'de doğalgaz ihracatçısı potansiyeline sahip bir ülke olan Lübnan, enerji sayesinde ekonomik olarak rahatlamak istemektedir.  Böylece ülkede istikrarlı ve güvenilir bir iktidar oluşması mümkün olacaktır.  

Lübnan’ın ihracatı 4 milyar dolar, ithalatı ise 20 milyar dolardır. Bunun anlamı sürekli açık ve borçlanmadır. Üstelik en basit ürünler için dahi ithalata bağımlılık demektir. Bu ülkede hakikaten fakirlik olur.  Ne zaman ki etrafındaki doğal gaz kaynaklarını işletirse,  o zaman ülkeye refah gelir.

Mevcut 100 milyar dolarlık borcu ile ciddi ekonomik sıkıntılar içerisindedir.  Öyle ki dünyanın en borçlu ülkelerinden birisi durumundadır.

***

Hali hazırda Beyrut Limanı’ndaki patlama ile 300 bin bina zarar görmüş görünüyor. Bunların yeniden yapım ve restorasyonu ile liman için 3 milyar dolar bir kaynak gerekmektedir. Ancak daha önemli sorun Beyrut Limanı’nın ülkeye mal giriş limanı olmasıdır. Özellikle gıda girişi, giren gıdanın depolanması da ciddi sorun olacaktır. Çünkü mevcut silolar da ciddi hasar görmüş durumdadır.  Bunun da sonu gıda ihtiyacına dönüşebilir.

İsrail’in doğalgaz planı,  doğalgazı kendi çıkarıp denizden Güney Kıbrıs ve Yunanistan üzerinden Avrupa'ya gazı taşımak istemektedir.

Lübnan'ın yaklaşık 22 bin kilometrekarelik deniz sahasındaki doğal gaz rezervinin 96 trilyon metreküp, petrol rezervinin ise yıllık 865 milyon varil olduğu hesaplanmaktadır. İsrail bu kaynakları tek başına işletmek istemektedir. İsrail tarafı  "Lübnan'ın petrol ve doğalgaz arayacağı sahiller İsrail'indir" mesajını tekrarlamaktadır.

***

Lübnan aynı Libya ile yapılan gibi Türkiye ile anlaşma yaparak İsrail'in oyununu bozmak istedi. Görüşmeler olumlu giderek bu patlama yaşandı. Bu Türkiye için ve elbette Lübnan için de büyük bir plandı.

Lübnan arama tarama faaliyetlerine başlayınca İsrail bundan dolayı endişelerini bildirdi.

Türkiye ile varılan anlaşmanın önünün kesilmesi Lübnan’a yaramaz. Sonuçta ülkeyi istikrarsızlaştırılmak ve zenginlik kaynaklarına  el konulmak istenmektedir. Kudüs, Golan, yeni yerleşim yerleri açan İsrail’in “bu gerilimi tırmandırmak işine gelir mi?” göreceğiz. 

***

Türkiye her soruna koşamaz, ancak yalnız da bırakamaz. Petrol ve doğal gaz için hiçbir şeye acımayan bir çete ile karşı karşıyayız. Bu çatışmalar bizim kıyılarımızdadır.