Dolar konuşmamak gerek

Tarımda geçen yıl
12 Ocak 2020
Bizim ‘ER KİŞİ’ler…
13 Ocak 2020

Dolar konuşmamak gerek


BALKANLARDAN gelen soğuk hava dalgasının, Türkiye gibi ılıman iklim üzerine etkisi sert oluyor. Ya da hava açık derken birden çıkıveren fırtına ve gök gürültüsü ile başlayan yağmur… Ekonomide de bu değişken hava şartlarına alıştık. Döviz kurundaki sükûneti dağıtmaya bazen tek bulut yetiveriyor veya bulutları kaldırmaya bir rüzgâr denk geliyor. Ekonominin bozuk havasını dağıtacak en önemli etken, siyasi iradenin dik duruşudur.

***

Yürütmenin başı olarak Cumhurbaşkanı ve ekibinin açıklamalarının ekonomi cephesinden olumlu karşılanmasının nedeni bu iradedir. Ekonomi kurmaylarının açıklamaları ve bir de 2020 Bütçesi sonrası, Cumhurbaşkanının dış politika açıklamaları da ekonomi kadar önemlidir. Bulutları toplayacak ya da bulutları dağıtacak etkiye sahiptir. Kararlar kadar, mütebessim ve kendinden emin bir tarzda yapılan açıklamalar mevcut gerilimin azalmasında etkilidir. Şimdilik bu ton devam etmektedir.

Türkiye ekonomisi büyük bir ekonomidir. Ancak yaşadığı sancılar hala daha tam üretim ekonomisine geçemeyişin sancılarıdır. Ülke, ileri teknoloji gerektiren bir üretim sisteminin henüz başındadır. İthalat bu yüzden ileri teknoloji mallarına dayandığı için dış ticaret açık vermektedir. Buzdolabı, TV üretsek dahi 2 yılda yenilenen yüksek teknolojili cep telefonları karşısında üretimimiz,  zamana da yenik düşmektedir. İhracatın da niteliği düşük teknolojili ürünler ağırlıklıdır. Haliyle toplam üretim içerisinde %3-4 seviyesindeki yüksek teknolojili ürünlerin arttırılmaya ihtiyacı bulunmaktadır. Sonuçta ihracatın yaklaşık yarısının kg değeri 1 doların altındadır. Topraktan çıktığı gibi yapılan satış ekonomik anlamda da hamallığa dönüşmektedir. Haliyle bir ülkenin ürettiğinden fazla döviz tüketmesi açığını daha da arttırır durumdadır. İhracat miktar endeksi %20 artarken gelirin de %3-5 artması bunun en açık göstergesidir.

***

Açıkları kapatmak için “üretim”, üretim için “tasarruf”, tasarruf için “gelir” gerekmektedir. Türkiye’nin bölgesinde temasta olduğu ülkeler itibariyle bir gelişmişlik farkı yaşadığı açıktır. Bu da yeterli büyümenin sağlanması ile mümkün olacaktır. Bunun için üretim ve gelir dengesini yakalamak istemektedir. Yaklaşık 10 yıldır söylenegelen “orta gelir tuzağını” da böyle anlamak gerekmektedir. Tasarruflar, yatırımlara yetmemektedir. %13 tasarruf düzeyi ile %20’lik yatırımlar yapılmaya çalışıldığında bu defa başkalarının tasarruflarına muhtaç hale gelinmektedir ki bu da yeniden borçlanmak demektir.   

***

Türk ekonomisi için bahar, yeterince tasarruf edebildiği, enerjide bağımlılığı aşabildiği ve ileri teknoloji gerektiren ürünleri üretebildiği gün gelecektir. Bugünler, ekonominin mekanik olmayan yapısını yönetmek için yeterli ve gerekli kararların alındığı günlerdir. Öncelikle üretimin devam etmesi ve yeni teşebbüs gücünün sisteme girmesi,  istihdam ve talep oluşturma açısından önemlidir. Topyekûn kalkınmanın temeli budur.

***

“Her gün dolar kaç oldu, faiz ne kadar?” soruları sağlıklı ekonomi için uygun değildir. Dolar bir göstergedir. Üretim konusu neyi ürettiğimiz konusu daha önemlidir.