Dönüşüme hazır mısınız?

“RAND Raporu” ne anlatıyor (2)
7 Mart 2020
Futbolda normalleşme pek karışık
24 Haziran 2020

YÖNETMENİN KÖŞESİ

TÜM dünyayı etkisine alan dijital çağ söylentileri üzerine bu hafta bir şeyler yazmak istedim.

Gerçekten dijitalleşmeye hazır bir toplum muyuz?

Daha okur-yazar sayısının çok gerilerde olduğu, o okur-yazarlarının da birçoğunun gazete, kitap okuma alışkanlığı olmayan bir topluma e-gazete / e-kitap nasıl okutulur, herhalde bu ciddi bir araştırma konusu olur.

***

Toplumumuz yenilikler konusunda önce tepkili sonra ise meraklı bir tavır sergiler. Dünyanın gelişmiş ülkelerini yönetenler aslında teknolojinin yanlış kullanıldığında çok tehlikeli bir silah olabileceğini gördüler. Bu yüzden teknoloji konusunda belli sınırlamalara başvurdular. Biz ne yazık ki bu noktada hem geride hem de yanlış bir noktadayız.

Ekonomik Çözüm Gazetesi olarak çok uzun zamandır üzerinde çalıştığımız Avrupa’da yaşayan Türk iş adamlarına yayınlarımızı ulaştırma konusundaki ilk adımların ardından resmi temaslarda bulunmak üzere hafta içerisinde Bremeninvest’in davetlisi olarak kendileriyle Ege Bölge Sanayi Odası’nda bir toplantı gerçekleştirdik. Çağa ayak uydurarak teknoloji sayesinde küçülen dünyada okuyucu sayımızı hızla artırmak hedefindeyiz. Bu konuda somut adımlarımızı atmaya başladık bile. Bu arada desteklerini ve kıymetli bilgilendirmeleri adına Bremeninvest İnvestment Support Manager Clas Vögeding’e ve Bremeninvest Türkiye Müdürü Erol Tüfekçi’ye tekrar teşekkür ederiz.

***

Bu toplantıda Bremeninvest Türkiye Müdürü’ne şu soruyu sordum; “Türkiye’de hardcopy yayınlara ilgi giderek azalıyor peki Almanya’daki okuyucuların tüketim alışkanları ne durumda?”

Açıkçası aldığımız yanıt bizleri fazlasıyla mutlu etti. Çünkü hardcopy yayınlara ilginin azalmadığını tam tersine okunurluk ve takip bakımında artışın gözle görülür olduğunu söyledi. Tüm dünyaya inovasyon satan, teknoloji üreten, dijital yatırımlar konusunda dünyanın en önemli ülkelerinden biri olarak yayın kültürüne sahip çıkması oldukça kıymetli.

***

Dijitalleşme hayatımızın her alanında var, geçtiğimiz gün navigasyon kullanarak bir adrese giderken, global bir bankanın navigasyon üzerindeki haritada reklam verdiğini gördüm. Dünya giderek ufak ekranların içerisine sığmaya başladı. Hepimiz bu ekranlara bağlı hale geldik. Ancak ülkemizdeki örnekler ise biraz karmaşık, hafta içerisinde sosyal medyada gördüğüm bir fotoğraf beni oldukça düşündürdü. Bir cenaze tabutunun üstüne oto-tamir markası web sitesinin adını yazarak aklı sıra ‘reklam’ vermiş.
İlerleyen günlerde mezar taşlarında ‘hepsiburada’ ya da hastane morglarının girişinde ‘gittigidiyor’ yazılarını görürsek şaşırmamamız lazım. Türkiye her konuda olduğu gibi dijitalleşme konusunda da tüm dünyayı sollamış durumda.

***

Elimizdeki ‘akıllı’ diye adlandırılan cep telefonlarımızla büyük bilgisayarlarla yaptığımız tüm işlemleri hatta fazlasını yapıyor, bulunduğumuz yerden işlerimizi eksiksiz şekilde yürütebiliyoruz. Tabi ki de bu bir kolaylık ama farkında olmadığımız bir durum var; kolaylık getirirken sistem aslında bizi bağımlı hale getiriyor. Bu noktada kendinize şu soruyu sormanız gerekir;
“Ben teknoloji-zade mi yoksa teknoloji-zede mi olmak istiyorum?”
İşte asıl soru bu.