TÜM dünyayı etkisine alan dijital çağ söylentileri üzerine bu hafta bir şeyler yazmak istedim.
Gerçekten dijitalleşmeye hazır bir toplum muyuz?
Daha okur-yazar sayısının çok gerilerde olduğu, o okur-yazarlarının da birçoğunun gazete, kitap okuma alışkanlığı olmayan bir topluma e-gazete / e-kitap nasıl okutulur, herhalde bu ciddi bir araştırma konusu olur.
***
Toplumumuz yenilikler konusunda önce tepkili sonra ise meraklı bir tavır sergiler. Dünyanın gelişmiş ülkelerini yönetenler aslında teknolojinin yanlış kullanıldığında çok tehlikeli bir silah olabileceğini gördüler. Bu yüzden teknoloji konusunda belli sınırlamalara başvurdular. Biz ne yazık ki bu noktada hem geride hem de yanlış bir noktadayız.
Ekonomik
Çözüm Gazetesi olarak çok uzun zamandır üzerinde çalıştığımız Avrupa’da yaşayan
Türk iş adamlarına yayınlarımızı ulaştırma konusundaki ilk adımların ardından
resmi temaslarda bulunmak üzere hafta içerisinde Bremeninvest’in davetlisi
olarak kendileriyle Ege Bölge Sanayi Odası’nda bir toplantı gerçekleştirdik. Çağa
ayak uydurarak teknoloji sayesinde küçülen dünyada okuyucu sayımızı hızla
artırmak hedefindeyiz. Bu konuda somut adımlarımızı atmaya başladık bile. Bu
arada desteklerini ve kıymetli bilgilendirmeleri adına Bremeninvest İnvestment
Support Manager Clas Vögeding’e ve Bremeninvest Türkiye Müdürü Erol Tüfekçi’ye
tekrar teşekkür ederiz.
***
Bu toplantıda Bremeninvest Türkiye Müdürü’ne şu soruyu sordum; “Türkiye’de hardcopy yayınlara ilgi giderek azalıyor peki Almanya’daki okuyucuların tüketim alışkanları ne durumda?”
Açıkçası
aldığımız yanıt bizleri fazlasıyla mutlu etti. Çünkü hardcopy yayınlara ilginin
azalmadığını tam tersine okunurluk ve takip bakımında artışın gözle görülür
olduğunu söyledi. Tüm dünyaya inovasyon satan, teknoloji üreten, dijital
yatırımlar konusunda dünyanın en önemli ülkelerinden biri olarak yayın kültürüne
sahip çıkması oldukça kıymetli.
***
Dijitalleşme
hayatımızın her alanında var, geçtiğimiz gün navigasyon kullanarak bir adrese
giderken, global bir bankanın navigasyon üzerindeki haritada reklam verdiğini
gördüm. Dünya giderek ufak ekranların içerisine sığmaya başladı. Hepimiz bu
ekranlara bağlı hale geldik. Ancak ülkemizdeki örnekler ise biraz karmaşık,
hafta içerisinde sosyal medyada gördüğüm bir fotoğraf beni oldukça düşündürdü.
Bir cenaze tabutunun üstüne oto-tamir markası web sitesinin adını yazarak aklı
sıra ‘reklam’ vermiş.
İlerleyen günlerde mezar taşlarında ‘hepsiburada’ ya da hastane morglarının
girişinde ‘gittigidiyor’ yazılarını görürsek şaşırmamamız lazım. Türkiye her
konuda olduğu gibi dijitalleşme konusunda da tüm dünyayı sollamış durumda.
***
Elimizdeki
‘akıllı’ diye adlandırılan cep telefonlarımızla büyük bilgisayarlarla
yaptığımız tüm işlemleri hatta fazlasını yapıyor, bulunduğumuz yerden
işlerimizi eksiksiz şekilde yürütebiliyoruz. Tabi ki de bu bir kolaylık ama
farkında olmadığımız bir durum var; kolaylık getirirken sistem aslında bizi
bağımlı hale getiriyor. Bu noktada kendinize şu soruyu sormanız gerekir;
“Ben teknoloji-zade mi yoksa teknoloji-zede mi olmak istiyorum?”
İşte asıl soru bu.